BANA GÖRE HAYAT.....
Sevmek..
Sonsuz sevgiyle kucaklamak kainatı..
Sırf yaradandan ötürü,her bir zerreye sevgiyle nazar edebilmek..
Bir tebessümle sevinmek,sevindirmek..
Sıcacık ekmek,
Yokluğunda ise,onu bulamayanları düşünüp,şükrü ve duayı aynı an'a katabilmek..
Telefona gelen bol gülücüklü mesaj bazen,insanın içini ısıtan..
''Alo'' deyince dostun sesiyle mutlu olmak..
Uyku kaçınca,yalnız bırakmayan,istediğin yere kadar yanında olacağına şüphe duyulmayan kitaplar..
Ağlamak..
Sevinçten,bazen de hüzünden..
Ve bu insani duyguları yaşatana her koşulda naz-u niyazda bulunabilmek..
Üşümek..
Soğuğu iliklerinde hissedip,güneşi özlemek..
Yürümek,görmek,duymak..
Ve bu nimetleri vereni gönülde taşıyabilmek her daim..
Dalga geçebilmek kendinle,
Sevip,önemseyip,dost olabilmek kendine..
En acil yolculuklarda bile,canın istediği an durup (müsait bir yerde.:) manzaranın tadına varmak..
Güzel bakıp,güzel görebilmeyi huy edinip,güzelliklere yelken açmak..
Uyumak,
Ama hayata karşı hep uyanık kalmak..
Dumanı üzerinde sıcacık bitki çayı,bazen de soğuk meyvesuyu..
Hayal kurmak..
Kurulacak hayalleri olabilmek hayatı yönlendirecek..
Sevildiğini bilmek...
Herkes için sağlık,huzur ve mutluluk dilemek..
.......................
Bu liste uzayıp gideer..
Yeter ki insan iyi bir şeyler bulmak istesin hayatına anlam katan..
Belki farkında değiliz ama,öyle çok şükredecek ve ''işte hayat budur'' dedirtecek şey var ki etrafımızda..
Azıcık tefekkür,bir o kadar da şükür oldu mu,hayat sana/bana/ona= herkese güzel...
Koskoca kainatta bir zerre kadar anca yer kaplayan (hatta kaplayamayan) bizler,kendimizi dünyanın merkezi görüp, aslında imtihanımız olan,ve Rahman’a sığınıp kolayca atlatabileceğimiz olayları kendimize yük ettiğimiz sürece hayatın ve de yaratılışımızın anlamını kavramamız epey güç olacağa benzer..
Kendimden biliyorum,insan iyi şeylere odaklanınca, odaklanmayla da kalmayıp,dualarında da hep iyiyi ve güzeli isteyince,çevresinde çoğalan mutluluklara şahit olması çok yakın ihtimal..
Bir nevi Polyannacılık durumu.:)
Basit ama mutluluğa giden yolda çok etkili bir formül..
Hergün güneşin doğduğu bir şehirde, ‘’Bugün de güneş doğmuş.’’ diyerek,onu kendimize mutluluk sebebi yapmak insanı tatmin etmeyebilir fakat;
-''Bugün Güneşle birlikte ben de yeniden doğdum,hayattayım,hayattayken iyi şeyler yapabilmek için hala vaktim var..''Şeklinde bir motivasyonla güne başlamak inanın bana çok etkili..
Ve birde olmazsa olmazımız,doğal yeteneklerimiz var,görmek,yürümek,konuşmak,yemek yiyebilmek özetle azalarımızı kullanabilmek gibi..
Hani hep bizimle kalacağına düşünüp,varlıklarına şükretmeyi bile çok gördüğümüz..
Hangi insan sabah uyandığı zaman ‘’Oleyyy bugün gözüm görüyor’’ veya saatin zilini duyunca homurdanmak yerine ‘’Çok şükür kulağım hala duyuyor.’’ Diyerek sevinebiliyor..
Hadi çerçeveyi genişletelim,bazı insanların bunları yaptığını varsayalım..
Kaç kişi yapabiliyor bunu?
Gözlerimiz var diye şükretmek bir yana,renginden şikayet ediyor,elimiz kolumuz var diye mutlu olmak yerine,kısayız diye komplekse giriyoruz(M)
İnsanız işte,zaaflarımız var elbet..Ve daha iyisine sahip olma isteği bir çoğumuzda mevcut..
Fakat bakıp da görmediğimiz güzellikler çok daha fazla..
Bugün bu ülkede,özgürce yaşayabiliyorsak,her ne kadar cinayetler,hırsızlıklar ve haksızlıklar olsa da,en azından şimdilik başımıza bombalar yağmıyor,evlerimiz,arabalarımız gasp edilmiyor,karnımız doyuyorsa,açta açıkta değilsek,yarın hayatta olabilecek miyim endişesi yaşamıyorsak çok fazla, ailemiz yanımızdaysa,çok daralınca ve sıkılınca iki muhabbet edip rahatlayacağımız dostlarımız da varsa,hatta ve hatta ben bunları internet aracılığı ile yazıyor ve de sizler de okuyabiliyorsanız,çok uzaklarda fakat çok yakınsak birbirimize,şükredeceğimiz ve hayatımızı anlamlandıran çok fazla şey var demektir..
Mutluluklarımızı çoğaltıp,hüzünleri bile sevince dönüştürebilmek ümidiyle..:)
Dönelim bahar gibi rengarenk,pasta kadar alımlı :),yemek kadar doyurucu ve kimsenin hayır diyemeyeceği kadar lezzetli,herkesin yapabileceği kadar pratik tarifimize.:)
Canımın şöyle yoğurtlu,karışık kızartma çektiği bir gün,ortaya çıkan bu şahane salatayı ,(pardon pastayı) beğeneceğinizi umuyorum.:)
SEBZE PASTASI: (Yoğurt Soslu :)
Malzemeler:
- 8 adet kapya biber
- 3 adet patlıcan
- 3 adet patates
- 4 adet sivri biber
- 3 adet havuç
- kızartmak için sıvıyağ
üzeri için:
- 1 su bardağı süzme yoğurt
- 2 diş sarımsak
- bir tutam maydonoz
- tuz
hazırlanması:
- Öncelikle kapya biberlerden 6 tanesini közleyip kabuklarını soyuyoruz.Dikdörtgen bir kek kalıbı içerisine streç film serip,biberleri ortadan açarak yan yana yerleştiriyoruz.
- Patates,patlıcan,biber ve havuçları güzelce yıkadıktan sonra küp küp doğrayıp kızartıyoruz.
- Kızarttığımız sebzeleri,kek kalıbına yerleştirdiğimiz biberlerin üzerine döküp yerleştirerek,buzdolabında yarım saat kadar bekletiyoruz.
- Yoğurdu karıştırma kabına alıp,azar azar su ilave ederek incelttikten sonra,sarımsağını,tuzunu ekliyoruz.
- Soğuyan sebze pastamızı :) dolaptan çıkartıp,servis tabağına ters çeviriyoruz.Bir terslik olmadığı sürece gayet düzgün şekilde çıkma olasılığı yüksek.:)
Sarımsaklı yoğurdu,sanki beyaz çikolata sosuymuşcasına özenle dökmeye çalışıyoruz.:)
Ve de afiyetle tüketip, Yaradan'a verdiği sonsuz nimetler için şükretmeyi ihmal etmiyoruz..
Ben bu tarifi çok sevdim,hem tadı hem görselliği bana göre 10 numara..
Yemeklerde veya çay saatlerinde şık bir alternatif olabilir düşüncesindeyim..
Takdir size kalmış.:)

Ve ben,akşam yemeği için zeytinyağlı kabak ve makarna ikilisini hazırlamak üzere mutfağa doğru yol alırken,sizleri bu lezzetle baş başa bırakıyorum.:) Yemek görmek istemeyenler içinse bir önerim var.:) Eğer resimlerle aranız iyiyse,resimlerinize renk katmak istiyorsanız, http://en.picjoke.com/ 'a mutlaka göz atın.:)Ben çok eğlendim,sizlere de iyi eğlenceler.. :)
Rabbim ağzımızın tadını bozmasın..
Ailelerimize muhabbet,yemeklerimize şifa,gönüllerimize huzur versin inşAllah..
Sağlık ve muhabbet dolu günlere..:)