Friday, October 11, 2013

Sebze Cumhuriyeti



sebze cumhuriyeti 1


Evet birinin devamlı domatesten söz etmesi size deli saçması gibi geliyor olabilir ama bu mucizevi varlıklar hakkında saatlerce konuşabilirim galiba. Dalıyla masaya konan yeni toplanmış domatesler sayesinde önümüzdeki sene için enerji topluyorum diyebilirim. Ben de böyle şarj oluyorum, napalım!

*


Deniz birden bire ısındı. Dün sanırım uzun yılların Çandarlı'da denizde kalma rekorunu -kendi rekorumu elbette- kırdım. Onun dışındaki zamanlarda da sahilde kitabımı okuyorum. Gelir gelmez annem sayesinde kilo almaya başladım. Akşam üstleri 4 km'lik sahil yolunda yürüyüş yapma planım var. İnşallah planları pratiğe dökebilirim tatil bitmeden!

*


sebze cumhuriyeti 2Güzel bir şey oldu. Senelerdir görüşmediğim eski arkadaşım Erdem aradı. Tesadüfen Çandarlı'daymış. Bu da irdelenesi bir konu. Mini minnacık Çandarlı'da o kadar çok Ankara'dan tanıdığım insan var ki. Burası da Bodrum değil ki, nasıl oluyor bilmiyorum. Neyse, Erdem 3 senedir İngiltere'de yaşıyor, doktora yapıyor. Ne zamandır görüşememiştik, çok mutlu oldum. Akşamları Sarah's ta oturup sohbet ediyoruz. İlginç doktora konusu, Türkiye'de olan biten, kendi çocukluk yıllarımız, arada geçen sürede olup biten, bizdeki değişiklikler derken zaman geçiveriyor.
*


Annem Çandarlı'nın Lost adası olduğunu söylüyor. O kadar çok düzelen hasta ve zıpkın gibi yaşlı insan var ki. Sabahın 7'sinde sahil boyunda dimdik yürüyen 80 yaşında insanlar var. Hadi diyorum, burada stres yok, hayat kolay, ucuz, su pırıl pırıl, bu yüzden herkes mutlu. Ve bu yüzden iyileşiyorlar. Peki Çandarlı'ya geldiğimizden beri nefesi tıkanmayan Maksi'ye ne demek gerek? Onun da stresi azaldı herhalde, ya da hakikaten gözümüzü yukarı dikip bir Oceanic uçağına bakar olmalıyız.



No comments:

Post a Comment